Kadere isyanla, aşka yakılan ağıtların arasına sıkışıp kalmış genç bir adam… Geç kalmışlıkların, keşkelerin, aşkı bulunca yitirmenin dokunaklı hikayesi… Almanya… Stuttgart sokaklarında bir Türk genci (Korkut Ali) yıllar önce onu terk eden annesine belgesel kameraları aracılığıyla konuşmaktadır. “ Bekle beni anne seni bulacağım” Diğer yandan aşık olduğu sevgilisiyle evlilik hayalleri kurar. Ancak kaderinde bir kez daha terk edilmek olduğundan habersizdir. Tıpkı klip çekimi için şehre gelen ünlü pop şarkıcısı Tolga ve onun asistanı Ceylan’ın ilerde hayatının en önemli insanlar olacağından habersiz olduğu gibi. Tolga’yı karşılıksız bir aşkla seven Ceylan, Almanya sokaklarında hayatını kurtaran Korkut Ali’yi İstanbul’da karşısında görünce her şey bir kez daha karışacak, üstelik Korkut Ali’nin yıllarca özlemle aradığı annesinin en büyük sırrına ortak olacaktır.
Korkut Ali annesini aramak için bir televizyon programına çıkmıştır. Program ona hiç tahmin etmediği bir gerçeğin kapısını aralar, Korkut Ali'yi bambaşka bir dram beklemektedir. Bu durum acısını daha da artırırken annesine de giderek yaklaşmaktadır. Tolga ve Eda aşkında sular durulmaz. Ceylan karşılıksız aşkının acısını bir yana bırakmış, Tolga’nın mutluluğu için çırpınmaktadır. Bu yüzden babasının son günlerdeki garip haline dikkat edemez bile. Korkut Ali se yıllar önce bırakıldığı yetimhanenin kapısından içeri girerken, hayatının aşkına ve her şeyden önemlisi annesinin büyük gerçeğiyle karşılaşacağının farkında bile değildir.
Korkut Ali nihayet annesiyle yüzleşmiştir. Peki ona tüm gerçeği açıklayabilecek midir? Fakir zannettiği annesinin zengin olduğunu anladığında onu hesap sormaktan alıkoyan yalan bambaşka şeylere neden olurken, dizi film setinde Tolga ölümle burun buruna gelecektir. Korkut Ali kardeşi Tolga’nın hayatını kurtarırken asıl amacının ne olduğundan kimsenin haberi yoktur. Bir anda magazin gündemine bomba gibi düşen bu haber en çok Ceylan’ı yaralar. Hayal kırıklığına uğrayan Ceylan bu kez Korkut’a yaklaşacak, oyun olarak başlayan bu yakınlaşma eşine az rastlanan bir aşkın da başlangıcı olacaktır. Korkut yüreğindeki terk edilmenin acısıyla bir kez daha annesinin kapısındadır. Çaresizce annesinin sevgisini ister ancak neyle karşı karşıya kalacağından haberi yoktur.
“Kimsesiz olmak bi başına olmak demek değildir. Kimsesiz olmak annesiz olmak demektir…” Korkut büyük özlemlerle aradığı annesini tanıdıkça, acısı ve annesine olan nefreti katlanmaktadır. Gönül’ün biricik oğlum diye yere göğe sığdıramadığı Tolga , Korkut’un hedefi haline gelir. “Sen bizim hayatımızı, umutlarımızı çaldın!… Ben de senden yaşama nedenini alacağım!… ” Diyerek intikam yemini eder. Artık tek bir yaşama amacı vardır. Tolga’nın sahip olduğu her şeyi almak! Bunun içinde ilk olarak Eda’ya yönelir. Ancak hiç planlamadığı bir şey olur ve giderek yakınlaştığı Ceylan bu oyundan en çok zarar gören kişi olacaktır!
Korkut Ali oynadığı intikam oyununda hiç planlamadığı bir durumla karşılaşır. Gizlice çektiği ve sonra basına sızdırdığı Ceylan ve Tolga fotoğraflarının bedelini Ceylan öder. Acı çeken Ceylan’ı görmek Korkut’un yüreğinde sakladığı kendine bile itiraf edemediği duyguları açığa çıkaracaktır. Diğer tarafta Gönül ve Korkut Ali ilk kez çok yakınlaşacak, annesi oğlu olduğunu bilmeden Korkut Ali’yi en derinden yaralayacaktır. Ve bir gece kardeşi Emine’nin yaşadığı trajedi Korkut’u annesinin kapısına getirecek, yüreğinde sakladığı tüm öfkesi, özlemi ve acısıyla annesine bağıracaktır. “Sen bizi paçavra gibi attın ya! Ben de seni cehenneme atıcam anne! Bizim gibi sen de yanacaksın!”
“Bana sarma yap, sonra gitmene izin vereceğim” Korkut Ali ve Ceylan için her şeye rağmen yaşanacak güzel anların başlangıcıdır bu cümle… Belki de itiraf edemedikleri ve kolay kolay da edemeyecekleri o hayaller kurduran aşkı nihayet yaşarlar. Korkut Ali kalbinin sesine hayır diyemezken diğer yandan intikamının peşinden gitmekten de geri duramaz. Eda’yla tehlikeli yakınlaşması hızla ilerler. Eda hayatına giren bu gizemli adama giderek daha fazla bağlanır. Tolga’ysa Eda’nın hayatındaki bu gizemli adamın Korkut Ali olduğundan habersiz peşine düşer. Bu durum anne oğul arasındaki gerginliği arttırır. Gönül biricik oğlunun yıkılışını izlerken Korkut Ali de annesinin gözyaşlarına tanık olur. Ve nihayet bu intikam oyununa son vermek ister. Ama bunun için Ceylan’ın ona söyleyeceği tek bir söze ihtiyaç vardır. Ceylan o sözü Korkut Ali’ye söyleyebilecek mi?
“Seni gerçekten çok sevmiştim… Bunu bize neden yaptın?” Ceylan Korkut’un bu sözleriyle daha da yıkılır. Ardından ona ulaşamamanın verdiği çaresizlik içinde Eda’dan yardım ister. Ancak Eda’nın evinde onu bekleyen büyük sürprizden habersizdir. Korkut ise Ceylan’ı Eda’nın kapısında gördüğünde ne yapacağını bilemez. Diğer tarafta Tolga, Eda’yla barışmanın yollarını ararken, Korkut’a güvenmesinin bedelini ağır ödeyecek.Tolga, Eda’nın aşık olduğu erkeği ararken bu kez de ölümle burun buruna gelecektir. Korkut ise gözlerini kör eden nefret ve annesine olan sevgi arasında gidip gelmekte, “Kimsesiz olmak yalnız olmak demek değil… Kimsesiz olmak, annesiz olmaktır” derken adeta yaşadığı acısını itiraf etmektedir. Öylesine acı çeker öylesine çaresizce annesini arar ki sona yaklaştığının farkında bile olmaz.
Bu hikâyede hiç kimse temiz değil… Sadece sen temizsin… Beni unutma taş kafa… Korkut Ali bu sözleri Ceylan’a söylerken artık yolun sonuna geldiğini düşünmektedir. Tahsin’in onun gerçek kimliğini ortaya çıkarması an meselesidir. Diğer tarafta Eda’yla olan ilişkisi de tehlikeli bir boyuta gelmiştir. Korkut Ali, Eda’ya gidip bu oyuna bir son vermek ister. Ama karşısında bambaşka bir Eda vardır. Olaylar beklenmedik bir şekilde gelişir. Korkut ve Ceylan’ın baş başa geçirecekleri son gün Tolga’nın Ceylan’ın ona aşık olduğunu öğrenmesiyle yarım kalır. Tüm bu olanlar bile Korkut ve Ceylan’ın aşkının önüne geçemez ve Ceylan’ın büyük itirafı Korkut’u gözyaşları içinde bırakır.
“Şu ana kadar hep sana isyan ettim Allah’ım… Ama şimdi yaşamama izin verirsen…” diyen Korkut Ali’nin istediği ve bunu karşılığında vazgeçeceği şey nedir? Ceylan ise Korkut’un ölümle dipdipe yaşadığından habersiz yaptıklarını ve söylediklerini anlayamaz. Ceylan tek bir şeyden emindir, o da Korkut’a olan aşkı… Korkut da Ceylan’a olan büyük aşkıyla “Bi son varsa yazılan, onu silip baştan yazarım.” diyerek ölüme meydan okur. Diğer tarafta Tolga ona yollanan Cd’de gördükleriyle alt üst olarak annesini, tüm hayatını, geçmişini sorgular ve her zaman yaptığı gibi en kötü zamanında Ceylan’ı arar. Fakat bu kez Ceylan seçimini yaparak Korkut’un yanında kalır. Aynı gece yaşanan trajediyle hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.
“Ya bir şeyler yiyeceksin ya da benimle öleceksin...” Korkut’un intikam planları beklenmedik bir sona ulaşır. Ve Ceylan’ı kaybetme noktasına kadar gelir. Diğer tarafta Eda, Korkut’un kendine yalan söylediğini anlayıp herkesten sakladığı sırrına ulaşmak üzeredir. Korkut buna rağmen vazgeçmez. Sevdiği kadına kavuşmak herkese her şeye hatta ölüme bile meydan okur. Korkut’un Ceylan için hazırladığı o büyük sürprizin içinde sanki bir an dünya durur. Bir tek ikisi… Korkut Ali ve Ceylan… Ve her şeyin akışını değiştirecek o büyük cevap.
Son bakışta aşkta muhteşem teklif. Korkut Ali, kendi mucizesini arayan bir adam. Ceylansa kendinden önce hep başkalarını düşünen naif bir kadın… İmkansızlıkların uzaklaştırdığı bu iki aşık her seferinde tekrar yan yana gelecek ve birbirilerinden asla vazgeçmeyeceklerdir. Ceylan, Tolga üzülmesin diye uğraşırken Korkut’un karşısına da uğruna ölümü göze aldığı kadın çıkar. Tüm bunlar olurken Korkut hakkındaki tüm gerçekleri Ceylan’a itiraf eder. Ceylansa sevdiği adamın elini ne olursa olsun bırakmayacaktır. Diğer tarafta Tolga Ceylan’ı kaybetmemek için büyük bir adım atar ve onunla evlenmek istediğini söyler. Şimdi zaman aşkların sınanma zamanıdır…
“ Onsuz bir ömürdense onunla bir ay yeter bana…” Eşine az rastlanan, kocaman bir aşk mucizeleri gerçek yapabilecek mi? Yanlış anlamaların, eski aşkların, yalanların, ikiyüzlülerin yıkamadığı Korkut ve Ceylan aşkı nihayet evlilikle taçlanır. Korkut Ceylan’ı istemeye geldiğinde karşılarında duran engel sadece Tahsin değildir. Gerçeklerdir… Korkut Tahsin’le yüzleşir. Tahsin gerçekleri anlatmakla tehdit ettiğinde Korkut “Peki neden intikam almak istediğimi de anlatacak mısın? Benim Gönül Karanlı’nın oğlu olduğumu da söyleyecek misin?” dediğinde Tahsin’in cevabı ne olacaktır? Diğer tarafta Aslı Korkut’la olmak için her yolu denemektedir. Beklenmedik ziyaretçi herkesin hayatında yeni bir sayfa açar.. Artık gerçeklerin su yüzüne çıkması an meselesidir.
Her son yeni bir başlangıçtır. Gönül annesinin ölümüyle hayatını tamamen değiştirecek bir gerçekle tanışır. Öldü sandığı çocuğunu acaba yaşamakta mıdır? Diğer tarafta Ceylan Korkut’un hayatına bir kez daha bela getiren Aslı’yla karşı karşıyadır. Aslı’nın “Korkut eninde sonunda ilk aşkına dönecek diye korkuyorsun. Sana bir sır vereyim mi... Korkut beni kalbinden hiç çıkarmadı! Çıkaramaz da...” sözleri kulağında çınlar durur. Bu yüzden belki de hayatının en büyük hatasını yapmak üzeredir. Korkut’sa Ceylan’a olan aşkını her fırsatta yineler. “Ya geçmişten başka hiçbir şey yok! O da adı üstünde işte geçti gitti. Kalbimde sadece sen varsın!” dediğinde Ceylan’ın kalbi de aklı da kuşkular içindedir Ceylan ve Korkut bir otel odasında yan yana geldiklerinde en büyük sorular cevap bulacaktır.
“Seni seviyorum. İnanma söylediklerine sakın” Korkut’un ağzından dökülen bu sözler, Ceylan’ı ona geri getirecek mi? Ceylan ona geri gelse bile “ Unutma beni değil çocuğunu veriyorsun o manyağın eline” diyen Aslı’yı nasıl yüz üstü bırakacak? Her şey rağmen Ceylan, bunca yanlış anlamanın, onlara karşı kurulan tuzakların içinde sevdiği adamın elini tutmaya karar verir. Ancak Korkut’dan hiç beklenmedik bir tepki gelir. Üstelik göz yaşlarıyla...Diğer tarafta ise başka sırların kapıları açılmakta, Gönül yaşadığını öğrendiği çocuğu için bir kanıt aramaktadır. Ve bir kağıda dökülen masum sözler tüm öfkeleri tüm güvensizlikleri silip yok eder. Aşk bir kez daha kazanır.
“Gecelerce hayaller kurdum ben. Evleneceğiz, çocuklarımız olacak, birlikte yaşlanacağız... Hepsini gördüm ben, hepsini istedim. Çok istedim! Bir tek onunla istedim.” Diyen Ceylan için acı gerçeklerle yüzleşme zamanı… Korkut’un Ceylan’ı kaybetmemek için sakladığı sırlardan birinin bile ortaya çıkmasıyla aşıklar büyük bir sınavla karşı karışa kalırlar. Ceylan için Korkut’tan kaçmak tek seçenektir çünkü onu gördüğü an karşı koyamayacağının farkındadır. Ama Korkut’un onun peşini bırakmaya niyeti yoktur. Her şeyi bırakıp Ceylan’ın peşine düşer. Ve nihayet iki sevgili yan yana geldiğinde beklenmedik bir şey Korkut’un tüm planlarını alt üst eder. Diğer tarafta Gönül öldü sandığı çocuğunun yaşadığını öğrendiğinde artık tek bir amacı vardır çocuğunun kim olduğunu bulmak! Gönül gerçeklere bir adım daha yaklaşır. Korkut’un oğlu olduğunu öğrenecek mi yoksa çaresizce acı çekmeye devam mı edecek?
Korkut hayatının en büyük seçimini yapmış Ceylan’ın hasta olduğunu öğrenmemesi için ondan, tek aşkından vazgeçmiştir. Ancak ne yaparsa yapsın Ceylan’ı yüreğinden söküp atması mümkün olmaz ve kendini Ceylan’ın yanında bulur . Ceylan ise hayatına bambaşka bir yön vermek üzeredir. Yeni bir işle beraber o da kendince acısıyla baş etmeye çalışmaktadır. Emine ise geçmişin acı hatıralarına geri dönerken, kocasının ona yaşattıklarıyla bir kez daha yürekleri burkacaktır.Diğer tarafta Gönül Korkut’un Almanya’daki hayatıyla ilgili gerçekleri öğrenmiş ve onunla yüzleşir. “Bana gerçeği anlatma zamanı geldi... Şimdi söyle bakalım Korkut Ali.. Sen kimsin?” bu soruya cevap vermek zorunda kalan Korkut ne yapacak? Daha da önemlisi Ceylan’ı verdiği tehlikeli kararından nasıl vazgeçirecek?
“Ben çocuğumu küçücük bir mezarda bildim... Yaşadığını bilseydim onu asla bırakmazdım. Dünyayı karşıma alır gene bırakmazdım. Şimdi bulmak için her şeyimi vermeye hazırım. Her şeyimi…” Korkut annesinin bu çığlığına ne cevap verecek… Onu affetmeyi başarabilecek mi? Diğer tarafta Ceylan Eda’yla Korkut’un öpüştüğünü gördükten sonra öfkesi giderek artar. Ve Korkut’un canını yakmak için büyük bir hamle yapmaya hazırlanır. Ancak korkut buna izin vermez. Denizin ortasında bir balıkçı teknesinde iki aşık hesaplaşır. “Benden intikam almak istiyorsun. Bu yüzden Tolga’yla evleneceğim diye tutturdun... Sana sadece intikam duygusunu bilen biri olarak söylüyorum. Bu duygu en çok seni bitirecek... Kendinden bile nefret edeceksin... Yapma... ” Ceylan daha ne kadar Korkut’a ve aşkına karşı gelebilir? Sonunda dayanamaz ve kendini bu aşka bırakır. Ancak her ikisinin de hesaplamadığı bir şey vardır. Ceylan ve Korkut bilinmeyene doğru gitmektedir
Korkut Ceylan’ın Tolga’yla nişanlanmasını bir türlü hazmedemez. Tolga ve Ceylan’a hayatı zehir etmek için her şeyi yapar. “Sen kötü görmemişsin… Bugüne kadar kötü saydıkların var ya yanımda hiç kalacak! Görürsün bak... Sana söz veriyorum... Bundan sonra şeytandan beter olucam...” sözlerinde olduğu gibi Korkut’u hiç böyle görmemiştir Ceylan. Sürekli Ceylan’ın karşısındadır. Birlikte oldukları zamanlardan daha fazla görürler birbirlerini ve elbette daha fazla didişirler. Delicesine aşık ama bir o kadar da öfkeli olan Korkut ve Ceylan için hiç olmadığı kadar zordur hayat. Kazanan bir kez daha aşk olacak mıdır?
Korkut Cennet’e Gönül’ün gerçek annesi olduğuna inandırmaya çalışırken hiç beklemediği bir cevap alır. Üstelik Cennet de onun kadar yaralı ve acı çeken biridir. O da Korkut gibi ölüme yürümekten çekinmez. Kaderin yanyana getirdiği bu iki insan için artık hiçbir şey aynı olmayacaktır. Diğer tarafta Ceylan Korkut hakkında tüm gerçekleri öğrenir ama bilmediği bir şey daha vardır. Korkut annesine oğlu olduğunu anlatan bir cd bırakır. Bu arada tahmin edemeyecekleri bir kişi iki aşığı yanyana getirmek için inanılmaz bir şey yapar. Artık mutlu sona tek bir adım kalmıştır...
Korkut ve Ceylan için artık mululuk zamanıdır. Tüm engelleri birlikte aşmaya karar verirler. Bir süre birlikte olacaklarını gizli tutacaklardır. Bu sırada Cennet annesi sandığı Gönül’ün evine bir türlü alışamamış huzursuzdur. Diğer tarafta Tolga Korkut ve onun bir oyun çevirdiğini düşünmekte ve bu yüzden ona sert davranmaktadır. Bu durum Gönül ve Tolga’nın arasını giderek açar ve Tolga evden kovulur. Korkut ve Ceylan ise hayatlarının en güzel anlarını yaşamaktadırlar. Korkut’un Ceylan’a son süprizi yaşamlarında yepyeni bir sayfayı açacaktır. Ve bir gün iki aşık “Gitmek özgürlüktür” diyerek yola çıkarlar... İkisi de özgürdür artık...
“Senin sorunun bu işte... Hep böyle bir kahraman olma isteği… Bi ölüme meydan okuma havası” Tolga elinde silahla Korkut ve Ceylan’ın karşısındadır. Ancak tehlike bu kez hiç beklenmedik bir yerden gelecektir. Gönül ise kızı ve oğlu Tolga için çok zor bir karar verir. Korkut’un yolladığı cd'yi polise teslim eder. Gerçek oğlunu hapishaneye yolladığından habersizdir elbet. Artık hiçbir şey aynı olmayacak Korkut’un içindeki öfke ve nefret her geçen gün artacaktır. Diğer tarafta Emine’nin kocasının oynadığı tehlikeli oyun devam etmektedir. Ve Emine neredeyse delirmenin eşiğine gelir.
“Sen hiç aşık oldun mu? Hayatın boyunca aradığın her şeyden onun bi gülüşü için vazgeçtin mi? Mesela annenden...” Korkut, Gönül’le hesaplaşırken haykırır bu sözleri… Kalan günlerini hapishanede geçirmek pahasına Gönül’ün isteklerini reddeder. Ama Korkut’un ödediği bedel Ceylan’ın ödeyeceği bedel karşısında hiçbir şeydir. Cennet de Ceylan da Korkut’u hapishaneden çıkarmak için sahip oldukları en değerli şeyden vazgeçerler. Peki siz aşkınız için nelerden vazgeçerdiniz? Sonunda Korkut özgürlüğüne kavuşur ama hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.
“Yaşayamazsak beraber ölürüz. Her gün, her saniye ölürüz. Ama birlikte kalıcaz...” Korkut için Ceylan’dan vazgeçmek diye bir şey yoktur. Onu her gördüğünde acı çekse de vazgeçmez aşkından… Ceylan ise Korkut’un acısını gördükçe kendinden nefret eder. Aşk hiç bu kadar can yakıcı olmamıştır. Diğer tarafta Tolga yaptıklarına rağmen Korkut’la uğraşmaktan vazgeçmez. Şimdi ki hedefi Cennettir. Herkese Korkut’un yalancı olduğunu kanıtlamak için Cennet’i DNA testine götürür. Korkut için yalanlarının hesabını verme zamanı gelmiş midir?
“Vazgeçtim… Kimseyi sevmicem... Kimse de beni sevmesin... Böyle tek başıma aşksız, sevgisiz yaşayıp ölücem.” Korkut her şeyin bittiğini düşündüğünde Cennet ona başka bir sevginin kapılarını açar. Ama Korkut’un acısını dindiremez. Ceylan’ın, Tolga’nın yaşadığı o eve dönmesi dünyasını karartmaya yeter. Ceylan ise Korkut’tan uzak kalmanın acısının üstüne bir de ailesinin yaşadıkları ve yaptıklarıyla daha da yıkılır. Ama asıl yıkım Emine’nin yaşadığıdır. Evinden, her şeyden, çok sevdiği oğlundan koparılmıştır. Korkut bir de kardeşinin ellerinin arasından kayıp gitmesiyle perişan olur. “Herkes sırtını döndü kazık attı bir Emine hep yanımdaydı… Bilirdim hep yanımda olacağını. Ne olursa olsun beni seveceğini… Şimdi o da gitti… Onu da aldı adi hayat elimden.”
" Hepimiz ölücez bi gün... Onun için doğmuyor muyuz zaten? Benimki biraz kısa olacak o kadar..." Korkut ölümü kabullenmiştir belki ama daha yapması gerekenler vardır. Emine için, Umut için en çok da Ceylan için... Ceylan'sa Tolga'nın evlilik teklifini reddettiğinde annesini de kaybetmiştir. Elinde ne aşkı ne ailesi kalmıştır. Artık yapabileceği tek şey Korkut'un dediği gibi "Birlikte yaşayamıyorlarsa birlikte ölmektir" Korkut ve Ceylan karavanda yan yana geldiklerinde acı dolu bir yüzleşme yaşanır. Diğer tarafta olaylar Korkut'u anne ve babası arasında seçim yapmaya iter. Korkut annesini bir kez daha kurtarırken Gönül bunun karşısında ezilerek; Korkut'a iyilik yapmak için annesini bulmaya karar verir. Gerçeğe adım adım yaklaşırken en büyük yalanın ortaya çıkmasına az kalmıştır. "Bir anne oğluna nasıl sarılır bilmeden öleceğim" diyen Korkut'u neler beklemektedir?
“Bu gün senin yanında olmak istiyorum... Olucam da... Yarın n’olur bilmem... Canım isterse kalırım, istemezse giderim...” diyen Ceylan hayatında ilk defa yarını düşünmeden yaşamaya karar verir. Ve soluğu Korkut’un yanında alır. Bu yol onu nereye götürürse gitmeye razıdır ama elbette başına geleceklerden habersiz. Korkut’sa iyice köşeye sıkışmıştır. Memduh kendine gelir gelmez vurulduğunda Korkut’un sözlerini anımsar. Şüpheyle Korkut’u çağırtır ve gerçeği ister “Vurulduktan sonra... Bişey duydum... Oğlumun sesi sandım önce... Herhalde dedim Demir’in yanına gidiyorum. Sonra seni gördüm. Baba diyen sendin değil mi?” Diğer tarafta Gönül, Korkut’un annesini bulmak için uğraşmaya devam etmektedir. Sonunda Hakkı’nın bir şeyler bildiğini düşünerek onunla konuşmak ister. Aynı anda Hakkı da Emine’nin oğlunu ve kardeşini bile hatırlayamıyor olmasına dayanamaz ve annesine kavuşması gerektiğini düşünür. Sonunda Hakkı tüm gerçeği itiraf eder… Ama kime?
“Dayı... Söyle anneme....Annesi olduğunu... Söyle işte” Korkut yeğeni Umut’un bu isteğine ne diyecek? Her şeyi, kardeşinin ve onun kaybolmuş iki hayatını ve en önemlisi de nefretini unutup annesine gerçekleri itiraf edecek mi? Belki de Emine’nin kaybolmuş yüzüğü bu parçalanmış aileyi bir araya getirecektir. Ancak Korkut ona kurulan tuzağa düşmekten kurtulamaz. Ona ihanet eden en yakınındaki kişidir.Üstelik Emine’yle yaşadıkları evi de kaybetmişlerdir. Bu arada Korkut Ceylan’ı korumak adına onu yanından uzaklaştırmak isterken, bu durum iki aşığı daha da yaklaştırır. Ve Korkut herkesin beklediği teklifi kendince yapar yine... Nihayet evleneceklerdir...
Korkut ve Ceylan’ın evliliği hayal edildiği gibi mutlulukla başlamaz. Korkut sevdiği kadın o öldükten sonra acı çekmesin diye kendinden nefret etmesi için çabalar. Çünkü ona göre “Öfke iyidir... Acı yavaş yavaş öldürür... Öfke ayakta tutar.” Ama Ceylan pes etmeyecektir. Korkut’un ona aşık olduğundan emindir ve bunu kanıtlamak için her şeyi yapar. Belki de ilk kez Ceylan aşkı için bu kadar yürekten savaşır. Diğer tarafta Tolga ölümün soğuk yüzüyle karşı karşıya gelir. Kader Korkut’a oynadığı oyunu bu kez Tolga’ya oynar. Ama o, Korkut gibi güçlü duramaz. Ağlayarak yalvarır “Anne ölmeme izin verme…” Yılmaz Korkut’un çevirdiği dolapları öğrenir. Cennet Gönül’ün ve Memduh’un kızı değildir. Bunu kullanarak Korkut’un da içinde olduğu tehlikeli bir plan yapar. Bu kez baba ve oğul karşı karşıyadır.
“Öleceğin için kendinden uzaklaştırmaya çalışıyordun di mi? Annene de aynı şeyi yaptın... Gönül hanımın senden nefret etmesi için uğraştın” Korkut’un sevdiklerini korumak adına yaptığı plan giderek daha da zorlaşmaktadır. Ceylan ne olursa olsun sevdiği adamın yanında kalacak ve savaşacaktır. Üstelik Korkut’un Gönül hanım için hazırladığı CD’nin varlığını da öğrenir. Bulduğu ipuçları onu Gönül’ün evine kadar getirir. Korkut ve Emine’nin Gönül’ün çocukları olduğu gerçeğinin ortaya çıkması an meselesidir. Diğer tarafta Ceylan, Korkut ve onun hayatını tamamen değiştirecek bir şeyi açıklar. Hamile olduğunu söylediğinde Korkut’un tepkisi hiç beklediği gibi olmaz. Hayatın tüm acılarına karşı koyan Korkut bu kez isyan eder... “Nasıl bırakıcam onları geride? Niye acımı katlıyorsun?! Niye?! Bırak, uğraşma artık benimle... Ya biran önce al şu canımı... Yada bi mucize gönder... Çocuğuma babalık yapıyım” Korkut’un beklediği mucize gelecek midir?
Korkut’u kaybetmemek adına hamile olduğu yalanını söyleyen Ceylan için asıl zorluk şimdi başlar. “Ona gerçeği söylemeyeceğim. Yalanımın gerçek olmasını sağlayacağım.” Diyerek hamile kalmak için elinden geleni yapmaya çalışır. Ama şanssızlıklar peşini bırakmaz. Korkut’un gerçeği öğrenmesi an meselesidir. Zamanla yarışan Ceylan istediğine sahip olacak mı? Diğer tarafta Korkut Ali giderek köşeye sıkışır. Yılmaz’ın gerçekleri öğrenmek için yaptığı akıl almaz plan sayesinde Korkut ve Memduh karşı karşıya gelir. Baba ve oğul… Korkut kendini savunmak için hiçbir şey yapmaz çünkü karşısındaki babasıdır… Memduh ise kendi elleriyle oğlunun canına kıymak üzereyken ona engel olabilecek tek şey gerçeklerdir. Ceylan’ın acı dolu çığlığı kalpleri sızlatır “Sakın ölme... Bana söz verdin... Bırakma beni... Korkut!”
“Bir Aşk Hikayesi”nde yepyeni bir dünyanın kapıları açılıyor! Korkut ve Ceylan aşkı tüm engelleri hatta ölümü bile aşarken, kader iki aşığı bambaşka bir hayatta tekrar bir araya getirecek. Peki bu hayatta hayaller gerçek olabilecek mi? Diğer tarafta Emine büyük bir tehlikeyle karşı karşıya. Saplantılı bir aşkın kurbanı olurken, ölüm onun da peşinde… Tolga ise babasının kim olduğunu öğrenmek için annesiyle verdiği mücadelede yenik düşüyor. Tahsin ve Memduh karşı karşıya geldiğinde, Tahsin içinde tuttuğu öfkeye engel olamıyor. “Evlat katili bir babasın Memduh... Sen asıl cezanı gerçeği öğrendiğinde çekeceksin.”
“Çöp gibi atılmıştım doğduğumda... Çöp gibi de ölüp gidecektim bir köşede. Yok gibi, hiç var olmamış gibi yaşayıp ölecektim...” Korkut böyle isyan eder hayata. Aşık olduğu kadının “ Özür dilerim... Seni seviyorum” haykırışı bile durduramaz onu. Yapacak tek şey kalmıştır artık. Ölmeden Annesine gidip gerçekleri anlatmak. Gider de... Ancak orada öğrendiği gerçek Korkut’u artık dönüşü olmayan bir yola sokacaktır. Bu yolda yapacağı her şey mübahdır ona göre. Gönül’ün karşısına geçip Tolga’nın hayatını kurtarmayı teklif eder önce. Gönül de bu teklifi kabul eder, gerçek oğlunu ölüme yolladığını bilmeden... Ve anne oğlun trajedisi böyle başlar.
“Neden bu oyunu oynadın benimle? Kime neyi kanıtladın? Sen başına gelecek her kötülüğü hak ediyorsun anne. İşte bunu kanıtladım! Korkut böyle haykırır annesine. İçinde tekrar alevlenen intikam ateşiyle etrafını yakıp yıkmaktadır. Tolga ise evlatlık olduğu gerçeğini öğrenmenin şoku içinde hastanede yapayalnız hisseder kendini. Korkut’un kafasındaki sorulara cevap arayışı onu Tahsin’e götürür yine. Kendi kanından bile olmayan biri için katil olmayı göze alan kadın onları neden terk ettmiştir? Ve yemin eder. “ Son nefesime kadar onun canını yakmak için uğraşacağım” Ceylan içinse her anı her saniyesi ölüm korkusuyla geçen zamanlar demektir bugünler. Sevdiği adamın sesini, gülüşünü gözlerini ezberlemeye çalışır kendince. Ancak ölüm hiç beklemedikleri bir yer ve zamanda çalar kapılarını. Korkut’un annesiyle oynadığı oyun gerçeğe döner. Silah bu kez doludur!
“Neden uğraşıyorsun benimle ha? Söyle! Neden! Benden nefret etmenin sebebini anlatacaksın” Gönül’ün bu sorusunun cevabını almak için ölümü göze alması bile işe yaramaz. Korkut taş gibi kaskatı karşısında durmaktadır. Diğer tarafta köşk Tahsin’in ölüm haberi ile sarsılır. Tüm bu olanların üzerine Gönül’ün çocuğunu bir yetimhanenin kapısına bırakma haberi gündeme bomba gibi düşer. Gönül ana habere çıkarak geçmişiyle yüzleşecektir. Ceylan Korkut’un annesini bulma konusunda kararlıdır. İpuçları onu hiç tahmin edemeyeceği bir noktaya getirir. Köşkün kapısına gelen gizemli kadın, Korkut’un hayatında bambaşka bir sayfa açacaktır. Öfke, nefret ve intikam yerini çok başka bir duyguya bırakacaktır. Hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacaktır.
“Bir gün istiyorum senden... Tek bir gün. Ceylan... Sözüm söz... Fankafa sözü...” O tek günle beraber, Korkut Ali kendisi için yazılan kaderi bozup bir kez daha yazmaya kararlıdır. Bunun için de bir söz verir sevdiği kadına. Ancak bu sözü tutmak o kadar da kolay olmayacaktır. Başlattığı intikam oyunuyla ortaya hiç tahmin etmediği bir gerçek çıkar. Bu gerçek olayların seyrini bir kez daha değiştirecektir. Ölümün kıyısına getirdiği Tolga en çok Korkut’un canını yakacaktır. Ceylan ise sevdiği adamın hayatını kurtarmak için adeta çırpınır. Sevdiği adamı bir sona hazırladığından habersiz onu yaşatmaya çalışır...
Korkut Ali annesinin gözlerinin içine bakıp şöyle der: “Çocuğunu terk eden bir annesin sen… Ne olursa olsun bu yara hep vicdanında kalacak. Hastalandığımda, dayak yediğimde, ‘anne’ diye ağladığımda yoktun.” Gönül’ün “Böyle öfkeyle mi ölmek istiyorsun?” sözleri bile onu durduramaz. Annesinin açtığı yaralarla tek sığınacağı yere, Ceylan’a tutunur. Sevdiği kadına verdiği sözle ameliyat masasına yatar. Ama önce konuşması gereken biri vardır: Tolga. Yan yana gelirler. Tolga “Bir insanın iki annesi olur mu?” diye sorar; Korkut buruk bir sesle “Şanslıysan olur” der. İki ölüm mahkûmu kardeş, telefondaki anneleriyle konuşurken ağlarlar. Korkut, Tolga’nın onun için verdiği ölüm emrinden habersiz, son bir iyilikle af diler. Ve beklenen an gelir. Korkut ameliyathaneye yürür, sevdiklerini kapıda bırakır. Aylarca beyninde taşıdığı kurşun mu, yoksa hastaneye yollanan cellat mı alacaktır canını? 1 Ocak doğumlu yetim Korkut Ali, bir 14 Ocak günü hayata veda edecek midir?