Selim, Akgün'ün ihanetini öğrendikten sonra Akgün'ün hayatını cehenneme çevirmeye karar verir. Fakat Selim görevden el çektirilmiştir, bunu başka bir savcı üzerinden yapması gerekmektedir. Akgün mahkemeye çıktığında ise kimsenin beklediği olmaz. Akgün'ü artık bambaşka bir yol beklemektedir... Selim Kara'nın namını temizlemek, ona kurulan komployu ortaya çıkarmak Akgün için namus borcudur. Tabii bunu kendisinden nefret eden Selim'e görünmeden yapmak zorundadır. Canan ise kocasının düştüğü durumun farkındadır. Selim'e sahip çıkma sırası Canan'dadır. Akgün, Selim'e kurulan komployu çözmek için uğraşırken yolları babasının başına gelenleri kendi yöntemi ile çözmek isteyen Yağmur'la kesişecektir. Yağmur zor bir karar vermek zorunda kalacaktır. Ya Akgün'ün yolunu seçip babasının mesleğini kurtaracak ya da yasa dışı yapılan bu eyleme karşı çıkacaktır.
Once Selim learns about Akgün's betrayal, he swears that Akgün's new life everyday will be a living hell. However Selim had already been removed from his duties when all of this happened, so another Prosecutor must take over the case. When Akgün goes to court the opposite of what everyone was expecting actually happens. There is now a new journey that awaits Akgün.. Clearing the name and reputation of Selim Kara, and bringing to the surface those guilty of setting the traps for Selim are now a honor debt that Akgün must fulfill. Of course he also has to do all of this out of Selim's sight! This means the time has come for Canan to take control for Selim's sake. As Akgün is working on trying to unravel the trap that was set for Selim, he is of course going to cross paths with Yağmur. This forces Yağmur to make a very difficult decision. Either she is going to choose to work with Akgün in order to save her father's reputation, or she is going to object to which Akgün is pursuing.