Harun, tuzağa düştüklerini anlar ve önlem almaya çalışır fakat Bahar, Timur tarafından akıl almaz şekilde kandırılır ve Harun’a olan güvenini kaybeder. Düştükleri acımasız tuzak, mahkemede korkunç bir iftira olarak karşılarına çıkar. Bahar, kızının davasını satmakla suçlanır ve bu korkunç suçlamayla gözünün önündeki perdeyi söküp atar. Hem, Timur’dan boşanmak için hem de Ela’nın, İlker’i aklayan ifadesini geçersiz kılmak için düğmeye basar. Bahar’ın Ela’yı psikiyatri heyetine sokma kararı Ilgaz cephesini karıştırır. Diğer yanda, annesinin düşürüldüğü durumu hazmedemeyen Ela, Bahar’a yardım etmek için radikal bir adım atar ve bu adım onu, bütün iradesiyle uzak durmaya çalıştığı İlker’e götürür. Bahar ve Harun, kendi yöntemleriyle Ilgazlar’a karşı harekete geçer. Ela’nın dengesi İlker tarafından bir kez daha sarsılırken, gerçek deprem ise Ilgazlar’da yaşanır.
Harun realizes that they have been fallen into a trap, and while he tries to take the necessary precautions Bahar is conned by Timur in a totally unimaginable. The ruthless trap that they have fallen into comes back to haunt them in court in a slanderous manner. Bahar is accused of selling her daughter's case; this terrible accusation helps her to remove the curtain in front of her eyes. She immediately takes action by first filing for divorce from Timur, and second, having the statement that Ela has made which cleared Ilker as invalid. Bahar's decision to get Ela to speak with a psychiatrist causes the Ilgaz side to try to take action. Meanwhile, unable to accept the situation in which her mother was put into, Ela takes a radical step to help Bahar, and this step leads her to Ilker. Bahar and Harun take action against the Ilgaz family in their own way. While Ela's balance is shaken once again by Ilker, the real earthquake starts shaking the Ilgaz family.