Fikret, Yavuz ve Levent’in hala Halil İbrahim’in tarafında olmaları babalar ve oğulları arasında iç savaş başlatır. Bu devirde babana bile güvenmeyeceksin diye boşuna dememişler… Söz konusu aile olunca tüm eller açılır ve geriye bir tek kartları yeniden dağıtmak kalır. Düşman dost, dostsa düşman olur. Halil İbrahim gözünü karartmış doğru olduğuna inandığı yolda ilerlemeye devam ederken kurşun hiç beklemediği bir yerden acı bir şekilde gelir.
The fact that Fikret, Yavuz, and Levent are still on Halil İbrahim's side starts a civil war between fathers and sons. It's not for nothing that they say you can't even trust your father in this day and age... When it comes to family, all hands are dealt with, and the only thing left to do is redistribute the cards. Enemies become friends, and friends become enemies. As Halil İbrahim continues to move forward on the path he believes to be right, the bullet comes painfully from a place he never expected.