Bir zamanlar İstanbul’un en köklü hastanelerinden biri olan Hisarönü Vakıf Hastanesi zor zamanlar geçirmektedir. Genç ve idealist bir doçent olan Barış Güvener, hastaneyi eski günlerine döndürmek amacıyla başhekim olarak Hisarönü’ne atanır. Barış’ın görevdeki ilk gününde; Türki Cumhuriyetler Kongresi’nin olduğu otelde karbon monoksitsızıntısı meydana gelir ve zehirlenen altı elçi hastaneye getirilir. Böylece basının da gözü Hisarönü Hastanesi’ne çevrilir. Suriyeli iki kardeş; Habip ve Bewar’ın hastaneye kaçak girmesi ve Bewar’ın karantinaya alınması ile işler çığırından çıkar. Bir yandan meslektaşlarıyla arasındaki dinamik bir yandan aldığı radikal kararlarla hastanedeki tüm dengeleri değiştiren Barış’ı finalde ise hiç tahmin etmediği bir sürpriz beklemektedir.
Hisarönü Foundation Hospital, once one of the most established hospitals in Istanbul, is going through hard times. Barış Güvener, a young and idealistic associate professor, is appointed in the Hisarönü as the chief physician in order to return the hospital to its old days. On Barış's first day in office; A carbon monoxide leak occurs in the hotel where the Turkic Republics Congress is held, and six poisoned ambassadors are brought to the hospital. Thus, the eyes of the press are turned to Hisarönü Hospital. Two Syrian brothers; Things get out of hand when Habip and Bewar smuggle into the hospital and Bewar is quarantined. On the one hand, Barış, who changed all the balances in the hospital with his radical decisions, on the other hand, and the dynamic between him and his colleagues, awaits a surprise that never expected in the end.