Ezo kimsenin baskısı altında kalmadan kalbinin sesine kulak verir. Kalbinde tek bir kişiye yer vardır: Ali’ye. Bunu önce kendisine daha sonra da Ali’ye itiraf eder. Onların birlikteliği Songül’ün içinde dillendirmediği bir kırıklığa neden oluyordur. Ali ve Ezo’nun düğün hazırlıkları boyunca Ali’nin kendisin den yardım istemesi de içindeki burukluğu ve hüznü pekiştirir. Masum bir üzüntü… Ancak onun kadar masum olamayan biri vardır: Harun. İşlediği cinayetle beraber ruhundaki karanlığa teslim olan Harun için artık yaşamak eziyete dönüşmüştür. Ezo’nun kendisine karşı olan acımasız tavrı, annesi Nermin’le beraber küçük düşürülüp kovulması, beş parasız halde kasabada sıkışıp kalması. Onun gözünde son yaşadıklarından dolayı hiçbir kadının değeri kalmamıştır. Ezo’yu da kendisiyle beraber sürüklemeye hazırdır. Gerçek sevenler Ali ve Ezo, birbirlerine aşklarını itiraf ettikleri noktada ömürlük imzaya bir adım kala Ezo, annesi ve sevdiği adam arasında bir seçim yapmak zorundadır…
Ezo listens to the voice of her heart without being pressured by anyone. There is room in her heart for only one person: Ali. She confesses this first to herself and then to Ali. Their togetherness causes a disappointment in Songül that she does not express. Ali and Ezo's request for help from her during the wedding preparations reinforce the bitterness and sadness in her. An innocent sadness… However, there is someone who is not as innocent as him: Harun. For Harun, who surrendered to the darkness in his soul with the murder he committed, living has now turned into torture. Ezo's cruel attitude towards himself, being humiliated and expelled with his mother Nermin, being stuck in the town with no money. In his eyes, no woman is worthless because of what she's been through. He is ready to drag Ezo along with him. True lovers Ali and Ezo confess their love for each other, one step away from the signing of a lifetime, Ezo has to choose between her mother and the man she loves...