Hayalleri için savaşan Ezo’nun bu hayatta tutunduğu iki şey vardır; anıları ve annesinden kendisine kalanlar... Yani bir avuç umut. Ne var ki, elinde avucunda olan her şey zulüm gördüğü ailesi tarafından bir çırpıda söküp alınır. İki yolu vardır Ezo’nun. Ya pes edecektir ya da savaşacaktır. O savaşmayı seçer, hem de ölümüne... Ezo’nun içinde bulunduğu çıkmazı fırsat bilen Harun ve annesi Nermin ise eski şatafatlı dönemlerine yeniden kavuşabilmek için gözlerine en zayıf halka olarak gördükleri Ezo’yu kestirirler ama bilmedikleri bir şey vardır. Ezo sandıkları kadar aciz ve çaresiz değildir. Onun yaptıklarından ve yapacaklarından habersiz, ava giderken av olacaklardır.
Fighting for her dreams, Ezo has two things to hold on to in this life; memories and what's left of her mother... So a handful of hope. However, everything she has in her hand is taken away at once by her family, the same one that persecutes her. Ezo has two options: She will either give up or fight. She chooses to fight, even if it will cost her her life... Harun and his mother Nermin, who take advantage of Ezo's predicament, set their sights on Ezo, whom they see as the weakest link, in order to regain their old pompous times, but there is something they do not know. Ezo is not as helpless and hopeless as they think. Unaware of what she has done and will do, they will become prey on the way to hunt.