Cemil’in vefatı ile Fırat paramparça olur. Dila ise üzüntüsünü öfkesiyle birleştirip babasının ölümünden Ümran’ı sorumlu tutar. Ümran cenazeden gelir gelmez Cemil’i zehirlediği bitkiyi kaldırıp atar. Yasemin, Ümran’ın, Cemil’in yemeklerine bir baharat karıştırdığını Fırat’a söyler. Ama Ümran da boş durmaz ve Yasemin’in aslında Feraye’ye çalıştığını açıklar. Ümran bitkiden de Yasemin’in iddiasından da kurtulduğu sırada Cemil’in avukatı vasiyetini açıklamak için geleceğini haber verir. Artık Ümran’ın tek bir hedefi vardır. Ne olursa olsun o vasiyeti Fırat’ın bilmemesi ve öz babasının Cemil olmadığını öğrenmemesi için elinden geleni yapacaktır. Ama Elif, Ümran’ın, Fırat vasiyeti öğrenmesin diye uğraştığını anlar ve Ümran’ın tüm planlarını altüst etmeye hazırdır.
With Cemil's death, Fırat is shattered. Dila, on the other hand, combines her sadness with her anger and blames Ümran for her father's death. As soon as Ümran arrives from the funeral, she removes the plant from which she poisoned Cemil and throws it away. Yasemin tells Fırat that Ümran mixed a spice in Cemil's food. But Ümran doesn't sit idle and explains that Yasemin is actually working for Feraye. While Ümran is getting rid of both the plant and Yasemin's claim, Cemil's lawyer informs him that he will come to explain his will. Now Ümran has only one goal. No matter what, she will do her best to ensure that Fırat doesn't know about that will and that he doesn't learn that his own father is not Cemil. But Elif realizes that Ümran is trying to prevent Fırat from learning the will and is ready to upset all of Ümran's plans.