Kadınlara yönelik yayın yapan bir medya grubunda çalışan üç kadın: 30’larında, enerjisiyle çevresini kasıp kavuran Naz; 40’larında hayatını kusursuzluk üzerine kurmuş soğukkanlı yönetmen Gaye ve 50’lerinde, ailesi için her fedakarlığı yapan yetenekli metin yazarı Güner. Bu kadınlar kariyerlerinde başarılı olsalar da kişisel hayatlarında fırtınaların kapıda olduğundan henüz habersizdir. Güner’in kocası Altan’la ilk sorun patlak verir. Gaye ve Naz, Güner’e destek olmak için harekete geçer. Ancak ikisi de kendi evliliklerinde büyük sorunların onları beklediğinin farkında değildir. Üçü de hayatlarının en mutlu gününde ailelerinden dolayı yalan, ihanet ve sırlar sarmalının içine girer. Neyse ki ayakta kalabilmek için birbirlerine sahiptirler
Naz, aldatıldığını öğrenince dünyası alt üst olur. Timuçin’in başına çok daha büyük sıkıntılar çıkardığından habersiz, “o kadını” araştırmaya başlar. Diğer yandan kayınvalidesi ve kayınpederi kocasını affetmesini ister. Güner, Altan’ın işten ayrılmasının ardındaki gerçeklerin peşine düşer. Yüzleştikleri onu pişmanlığa sürükler. Ama Pandora’nın kutusu bir kez açılmıştır, kapatmak imkansızdır. Gaye ise herkese yıllar önce öldüğünü söylediği annesi Nurhan ile büyük bir sınavın eşiğindedir. Travmaları tetiklenen Gaye, düzenini korumak için adeta ince ip üstünde yürümektedir. Üç kadın birbirlerinin desteğiyle sorunlarını halletmeye çalışırken gerçekler freni patlamış bir kamyon gibi üstlerine doğru gelmektedir.
Altan sinsi bir planla ailesini kandırıp evden uzaklaştırmış, bir not bırakarak onları terk etmiştir. Güner çocuklarını korumak için öfkesini bir kenara bırakmak zorundadır. Altan’ın yalanlarına kılıf ararken karşısına dikilen hakikatle bir kez daha sarsılır, artık hayatı asla eskisi gibi olmayacaktır. Gaye annesiyle ilgili sakladığı gerçekleri anlatıp kurtulmak istemektedir ama çok korkmaktadır. Bu korku ona başka hatalar yaptırır. Tüm ailesi bir bir ondan uzaklaşırken, Gaye derin bir paranoya ve yalnızlığa sürüklenir. Naz, Eslem’i takıntı haline getirir. Küçümsediği bu kadının kocasını kendine aşık etmiş olması gerçeği giderek merakını arttırır. Bu merakın başını büyük bir derde sokacağından habersizdir. Anlaşılan o ki üç kadının hayatı, toparladıkları yerden bir kez daha dağılmaya mahkumdur.
