Zamanın, insanları kavuşturma yöntemi farklıdır bazen. Hasan’ın tutmaya sevginin eli, bir başkasının ektiği öfkeden filiz verir. Hasan sadece Zuhal’le değil, abisi ve babasıyla da yeniden örülecek bir köprü için umut olur. Diğer tarafta Zuhal’in yanında yıkılmaz, yorulmaz bir destekçisi vardır artık. Yıllar önce rahmetli olan teyzesinin oğlu Suphi Zuhal’in de önünde siper olmuştur adeta. Artık Zuhal ve çocuklar yalnız değildir. Zuhal’in, Ayça’nın annesi Seçil’le karşı karşıya geldiği an, Hasan da Nazan’la uğraşmaktadır. Ya evlenecektir Nazan’la ya da ayrılığın sonuçlarına çocukları Burak, Başar ve Bağış katlanacaktır. Hasan’ın seçimi her şartta yıkım olacaktır. Ya kendisi, ya ailesi için. Peki Hasan ne yapacaktır?
Sometimes, time has a unique way of bringing people together. The love Hasan chooses to hold onto sprouts from the seeds of anger sown by someone else. Hasan becomes a beacon of hope, not just for rebuilding a bridge with Zuhal, but also for mending his fractured relationships with his brother and father. On the other hand, Zuhal now has an unwavering and tireless supporter by her side. Suphi, the son of her late aunt, has stepped up as a shield for Zuhal and her children. They are no longer alone. When Zuhal comes face-to-face with Seçil, Ayça’s mother, Hasan is grappling with his own battle with Nazan. He must either marry Nazan or face the consequences of separation, which will deeply affect his children — Burak, Başar, and Bağış. Whatever choice Hasan makes, destruction seems inevitable, whether for himself or his family. So, what will Hasan do?